Armatür, Valf, Musluk, Tesisat Ekipmanları ve Vana Sanayicileri Derneği
Üyelik Koşulları Dijital Kütüphane

Anadolu’da Çıkan Zeytin İspanya’da Markalaştı

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin.”

Nazım Hikmet’in Yaşamaya Dair adlı şiirinde bahsettiği gibi, düne, bugüne ve yarına aittir zeytin. Yaşamın sürekliliğinin sembolüdür. Ölümsüz Ağaç’tır, tarihin ilk sayfalarında yer aldığı gibi. Romalıların, “7 Canlı” olarak tarif ettiği, “vivax oliva”dır. Fakirlerin sofrasında da yer bulur kendine, kralların ziyafetinde de. Asiller kadar sefillerin de yemeğidir. Bazen Nuh Tufanı’nda yer bulur kendine, bazen de mitolojide. Bazen Athena’yı sembolize eder, bazen de Julius Sezar’ın başında taç olur. Binlerce yıllık tarihinde kutsallığı ile öne çıkar. Kutsal kitapların tamamında vardır zeytin. Bu kadar derin bir tarihe sahip olan zeytinin hikayesinin Anadolu’da başladığını biliyor muydunuz? Gelin bu hikayenin kronolojik öyküsüne birlikte varalım.

DA VINCI VE VAN GOGH’UN ZEYTİNLERİ

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni de içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya’da ilk kez yetiştirilmeye başlayan zeytin, dünyaya 3 farklı kanal yardımıyla yayıldı: Mısır, Ege ve İran. İlki Akdeniz’i, ikincisi Batı Anadolu ve Yunanistan’ı, üçüncüsü de Çin-Hindistan’ı hedefledi. Arkeolojik kayıtlarda M.Ö 4 binli yıllarda ilk kez Anadolu’da yetiştirilmeye başlandığı ortaya çıkan zeytin, Yunan ve Roma kitabeleri ve yazıtlarında barışın sembolü olarak göründü. Atina yasalarında, “Zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede yargılanacaktır, eğer suçlu bulunurlarsa idam edilmek suretiyle cezalandırılacaktır” sözü zeytin ağacının tarihteki yeri ve önemini anlatmaktadır. Akdeniz’deki hâkimiyetini artırmasıyla birlikte vazolarda, tabletlerde ve yazıtlarda kendine yer bulan zeytinden yağ ise M.Ö 2.500’lü yıllarda ilk kez elde edildi. Ticari öyküsü ise ilk olarak M.Ö 600’lerde İtalya, İspanya, Fransa ve Kuzey Afrika’ya yayılmasıyla başladı. Leonardo Da Vinci’nin mucit kimliği zeytine de dokundu, zeytinyağı presini tasarladı, Van Gogh, 16 tablosunda zeytine yer verdi.

ZEYTİN BAHÇELERİNDEN 5 YILDIZLI OTELLERE

Her ne kadar tarihi Anadolu’da başlasa da ticari başarısı bu coğrafyada pek yok zeytinin. Gazi Mustafa Kemal’in 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde en önemli zeytincilik seferberliğinin başladığı tarih oldu. 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kuruldu. 1950’li yıllar zeytinin ülkemizdeki en sorunlu yıllarıydı. Gereken değer verilmedi, ekimi azaldı. 1980’li yıllardan itibaren turizmdeki gelişmeler zeytin ağaçları için ölümcül bir dönemin başlangıcı oldu. Turizm nedeniyle feda edilen on binlerce ağaç kesildi, var oldukları topraklar yıldızlı otellere devredildi. Verimli arazilerin kaybolması, kalitenin öncünde engel oldu. Her ne kadar uluslararası yarışmalarda ödüller alan markalar olsa da, Türkiye, sahip olduğu değeri yeterinde koruyamadı.

ÜRETİMDE VARIZ DEĞERDE YOKUZ

Uluslararası Zeytin Konseyi verilerine göre zeytin üretiminde 2018-2019 döneminde İspanya 613 bin ton ile ilk sırada yer alırken onu 450 bin ton ile Mısır, 420 bin ton ile Türkiye izliyor. Peki ya değer yaratmada yerimiz nasıl? Zeytin ihracatında İspanya 816 milyon dolar ile ilk sırada yer alırken 4’üncü olan Türkiye, 115,6 milyon dolar elde ediyor. İspanya dünya zeytin ihracatının yüzde 37’sini, Türkiye ise yüzde 5’ini gerçekleştiriyor. İspanya dünya zeytinyağı ihracatının yüzde 43,2’sini tek başına gerçekleştirirken Türkiye ise yüzde 2,9’unu üstlenmiş durumda. Yani zeytin konusunda başarılı bir tarihe, başarısız bir ekonomiye sahibiz ne yazık ki. Markalaşma kadar markalarımıza sahip çıkmak da önemli. Sahi Türkiye’nin en büyük zeytinyağı şirketi kimin? Merak ettiniz mi?

This will close in 60 seconds