Gül Pres Döküm’ün AR-GE Müdürü Hicran Arıkan ile Röportaj
1. Bizlere Gül Pres Döküm San. A.Ş. hakkında bilgi verir misiniz?
GPD, Türkiye’deki armatür ve vana sektörünün kurucularındandır. Kökleri 1962 yılına kadar dayanır. 1978 yılında ise GPD markası dünyaya gelmiştir. Üretim hayatına, vana ile başlayan GPD, sonralarda armatür üretimini de bünyesine almış.
Şimdilerde ise armatür vana denildiğinde ilk akla gelen firmalardan olma özelliğini koruyor.
GPD’nin baştan beri vizyonu, her zaman kalitesi ve müşteri memnuniyeti olmuştur.
Ama günümüzde mevcut vizyonunu güncel tutmakla birlikte yeni vizyonlar da katmıştır kendine.
Biz teknolojinin, inovasyonun, tasarımın şimdinin ve geleceğin dünyasında ne kadar önemli olduğunu öngörebilenlerden olduk. Yakın geçmişte attığımız adımlarda hep bu doğrultuda oldu.
Yani biz geleceğe çapalar attık, şimdilerde meyvelerini almaya başladık.
2. Firmanızın öne çıkan ürünleri nelerdir?
Var tabi. WISER-Q akıllı armatür dedik ona. Su ve sabunu aynı armatürde toplayan fotoselli hibrit ve inovatif bir tasarım. Hibrit ve inovatif özelliği sadece su ve sabunu kontrol etmesinden gelmiyor. Aklından geliyor.
İster sabun ister su alabiliyorsunuz. Su alırken sabun, sabun alırken su karışmıyor.
Sabunu ve suyu aynı merkezden servis ediyor. İstediğin zaman su istediğin zaman sabun alabiliyorsun. Ne kadar su ve sabun tükettiğini biliyor.
Sabun miktarını ayarlayabiliyorsunuz. Farklı kullanım seçenekleri var. El yıkamada gerçek yüzde 100 hijyeni sağlayan mikrobilgisayar kontrollü yeni nesil bir armatür.
Eğer armatür denildiğinde akla gelen firmalardan biri olduğumuzu iddia ediyorsak, dünyanın hijyen anlayışının evrildiği bu dönemlerde de üzerimize düşen sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
AR-GE sadece ürün yapmak ve firmaya fayda sağlamak değildir. Yaptığınız ürünün geleceğe ışık tutması insanların alışkanlıkları iyileştirmesi gerekiyor.
Bu yüzden en kolay el yıkama ve yüzde 100 hijyen sağlama sevdasıyla biz WISER-Q ‘yu hayal ettik. Hayal ettik diyorum, çünkü her şey ufak bir hayal kıvılcımı ile başlar, sonra tutkuya dönüşür. Tutku ise başarının yakıtıdır.
Başka modeller minimalist tasarımlar üzerinde duruyoruz bu aralar. Her şeyde olduğu gibi sadeleşme yeni modellerimize yansıyor.
Bazen Retro cezbediyor. Eskinin dokularını yenilerle modernize ediyoruz. Gerek tasarımlarda gerekse kaplama dokularında günümüz teknolojisini kullanıyoruz.
Güzel şeyler çıkıyor ortaya. Keyif alıyoruz. Acaba nasıl olur diye başlayan her tasarım, günün sonunda herkes tarafından beğeniliyor. Bence taklit etmemek ve özgün olmak var, işin püf noktasında…
3. Özellikle üzerinde durduğunuz ve beklenti içinde olduğunuz bir AR-GE çalışmanız ya da ürününüz mevcut mudur?
Önce bizim AR-GE’ye bakış açımızdan bahsetmek isterim. AR-GE’de bir fikir ile başlayan hikaye, içten bir gelişimin kıvılcımıdır ve gelişim için biraz konforumuzun bozulması gerek…
Konfor alanı, şirketlerin, departmanların ve bireylerin kendisini güvende hissettiği, stres ve riskin en az olduğu görünmez yaşam alanıdır…Ben buna esaret alanı da diyorum…
Eğer şirketler, sektörlerinde ileri konumlara gelmek istiyorlarsa, önce biraz cesaretle, esaret alanlarından çıkmayı istemeleri gerekiyor. Konfor alanımız, kaygılarımızdan ördüğümüz bir kabuk ile kaplıdır. Kabuğun dışı değişimin ve gelişimin başlangıcıdır.
Değişmez ve gelişmezsek, geleceğin bir parçası değil sadece izleyicisi oluruz. Bu mantıkla, şirketler AR-GE odaklı düşünmeye başladıklarında, konfor alanlarını da zorlamaya başlarlar.
Yeni bir ürün tasarlamak beraberinde risk yönetimini de getirir. Tasarım, üretim, satış ve satış sonrası boyunca pek çok riski şirket içinde iş birliği ile yönetirsiniz. Bunun için de doğru insan kaynağına, doğru ekipmana ve doğru sisteme sahip olursunuz.
Yani AR-GE’de bir fikir ile başlayan hikâye, içten bir gelişimin kıvılcımıdır.
Günün sonunda, firmanıza özgün tasarımlar ile değişim başlar.
Firma olarak yeni beceriler kazanır, yaptıklarınız yapabileceklerinizin potansiyelini oluşturmaya başlar.
Amaçlarınıza ulaştıkça yeni amaçlar belirlersiniz. Konfor alanınız sürekli genişler ve sektörünüze yön vermeye başlarsınız.
Ama yaşam ataleti asla kabul etmez.
Dolayısıyla konfor alanından çıkmak için yeterli dozdaki cesareti vermek, var olan beceri, zeka ve tecrübeyi tetikler ve şirketleri gelişim için değiştirir.
Yeterli doz kelimesinin altını özellikle çiziyorum, çünkü yüksek doz panik alanı oluşturur. Merdivenin basamaklarını tek tek çıkmak, istikrarlı ve dengeli olmak gerekir. Siz sektörünüzde ivmenizi kazandıktan sonra, artık amacınız rekabet etmek değil, geleceğin bir parçası olmak oluyor…
İşte tam da bu yüzden WISER-Q bizim özellikle üzerinde durduğunuz ve beklenti içinde olduğunuz bir AR-GE çalışmamız.
4. Uluslararası markalaşma çalışmalarınız ve bir Türk markası olarak ön plana çıktığınız ülkeler var mıdır; bu konularda bilgi verebilir misiniz?
İskandinav Ülkeleri, Orta Doğu Ülkeleri, Rusya, Libya, İngiltere, Azerbaycan, Afrika Ülkeleri, Fransa, Balkan Ülkeleri, Körfez Ülkelerinde GPD olarak varız. Yurt dışı internet reklamları, fuar katılımları ve stantlarla markamızı tanıtıyoruz.
5. Sektörümüzün 2020 yılı içindeki durumu hakkındaki yorumlarınız nelerdir?
Yerli üretim yapan markaların güçlendiğini gördük. İthalata dayalı bir üretim yönetimi olan firmalar vergilerden olumsuz etilendiler. Faiz oranlarının düşmesi emlak ve inşaat sektörünü biraz nefes aldırdı ve bu durum iç piyasanın dengesine kısmen yardımcı oldu.
6. Covid-19’un Armatür Sektörü ’ne genel etkilerini dünya ve Avrupa için kısa ve orta vadede nasıl yorumluyorsunuz? Koronavirüs salgını sonrası dünya ve Türkiye’ye ilişkin beklentileriniz nelerdir?
Genel olarak hijyenik ürünler özellikle fotoselli ürünlere talep arttı. Bu da demek oluyor ki, fotoselli ürünler daha da ön plana çıkacak. Sektör olarak bu ürünler ile ilgili teknolojik yatırımları artırmak gerekir.
Elbette ki Covid-19 tüm sektörleri etkilediği gibi armatür sektörünü de etkiledi. Ama köklü ve ayakları yere sağlam basan firmalar her darboğazdaki fırsatları görebilir.
7. Firmanız içinde Covid-19 virüsüne karşı nasıl bir yol haritası izlediniz?
Sosyal mesafe, maske hijyen biz de elimizden geldiğince üzerimize düşenleri yapmaya çalıştık.
8. 2021 yılında dünyayı ve Türkiye’yi neler bekliyor? Firmanız ve sektörümüz adına hedef ve beklentileriniz nelerdir?
Tüm dünyanın satın alma gücü azalacak gibi görünüyor.2020’ nin döviz artışları 2021 de faizlerin artması ile fiyatları etkileyecektir.
2021 üretmek ve satmak anlamında alışkanlıkların değişmeye başlayacağı bir yıl olabilir.
Evden çalışma, daha az sosyalleşme gibi alışkanlıklar insanların satın alma alışkanlıklarına şimdiden yansıdı. Bu yüzden yine burada keskin bir bakış açısı geliştirilirse uyum sağlanır. Ama elbette ki uyum süreci her zaman daha fazla çaba gerektirir. Bir şeyler yıkılmadan yeni şeyler inşa edilmez…
9. ARMATÜR Derneği’nin yeni üyelerinden biri olarak, dernek çatısı altında olmanın firmanıza nasıl katkıları olacağını değerlendiriyorsunuz? Sektörünüz ile hangi konuların ön plana taşınmasını arzu edersiniz?
Ben Bir AR-GE ‘ci olduğum için ister istemez kendi bakış açımdan bu soruya cevap veririm. Ortak projeler yapabiliriz. Üniversite ve devlet teşvikli işler her zaman itici kuvvet olur.
Daha fazla bilimsel olmaya davet ediyorum. İşimizi bilimsel yaparsak insanlığa katkı sağlarız. Bunun için bence Armatür derneği biçilmiş kaftan.
Önümüzde Endüstri 4.0, 5.0 gibi hedeflerimiz olmalı.
Sektörün en büyük riski teknolojik Z kuşağı ve biz üretimde teknolojiyi, ülke olarak geriden takip ediyoruz. Z kuşağının üretimden anlaması ve sürdürebilmesi için teknolojik bir üretim hattının olması şart.
Bunun için insan kaynağı çok önemlidir. Seminerler düzenlenmeli, kişisel gelişim için teşvik edilmeli çalışanlar. İmalattaki tezgâhtan daha çok, iyi yöneticiler, iyi mühendisler, teknikerler firmaları sırtlar. Onların hem kişisel hem de sektörel anlamda gelişmesi için ne gerekiyorsa yol açmalısınız.
10. Başka eklemek istediğiniz değerlendirme ve görüşleriniz var ise belirtmenizi rica ederiz.
İlginize ve tutkunuza (tutku çok önemli demiştik) teşekkür ederim. Umarım güzel projeler olur, seminerler ve eğitimler düzenleriz. Gençleri yetiştiririz. Bilgilerimizi paylaşırız. Yeni bilgiler öğreniriz. Bunun için platformlar oluşturmak da size düşüyor. Bugüne kadar yapılmayanı yaptınız. Bizim sektörü bir araya getirdiniz.
Bu en zor kısmıydı. Şimdi sıra kolay kısımda…
Güzel sohbet için teşekkür ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Hicran ARIKAN
Gül Pres Döküm San. A.Ş.
AR-GE Müdürü