Hayat Vermek, Hayat Kurtarmak

Armatür, vana, conta…

Ne kadar önemli olabilir ki?

Oysa hayatımıza yön veren su, doğalgaz, petrol, sıvı ve gaza dair her şeyin kontrolünü bu basit araçlarla sağlarız.

Önemini de pek anlamıyoruz aslında. Susuzluk ve enerjiden yoksunluğu, gökyüzü veya su altında hava almayı bu basit araçlarla yaptık.

Çoğunu da acı tecrübelerle öğrendik.

Örneğin uzaya gönderilen araçlarda.

1986’da Challenger uzay aracı kalkışından 73 saniye sonra infilak etti. Ünlü fizikçi Richard Feynman kaza sebebini ‘contalardan sızan yakıtın mekiğin alev almasına neden olduğunu’ açıkladı.

Özetle değeri 1 dolar bile etmeyen basit bir conta, 2 milyar dolarlık mekiğin infilak etmesine neden oldu.

Oysa bu işin önemi NASA’nın ilk gününden beri bilinir…

3 Ocak 1996’da New York Times, “Aya ilk giden uzay aracı Saturn 5’i geliştiren bilim adamları bunu iyi biliyordu. Sızdırmayan bir vana isterseniz ve böyle bir vana yapabilmek için mümkün olan herşeyi denersiniz…” diye yazıyordu.

Ürettiklerimiz özünde basit ürünler.

Bir vana, bir conta…

Ancak bu ürünler hayatımıza güven ve kalite katıyor.

Tıpkı Timur’un söylediği gibi; “Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarıyor.”

Mıh, yani contanın olmadığını düşünsenize…