Pizza başardı, sıra Türk lahmacununda
Geçtiğimiz haftalarda sizlere soframızın değişmez parçası ekmek ve pideden bahsetmiştik. Tarihi binlerce yıl geriye giden, Anadolu topraklarında ilk kez ortaya çıkan ekmeğin farklı lezzetleri karşımıza çıktı.
Bizler buna pide derken, birçok dilde bunun adı Pita, Pida, Pitta oldu. Ekmeğin bu dönüşümü aslında bununla da sınırlı kalmadı, içeriğine yeni tatlar eklendi. Ortadoğu’yu kapsayan bu coğrafyada gelenekselleşen lezzetin adı ise lahmacun. Yani Turkish Pizza.
Her ne kadar İtalyan işi pizza kadar küreselleşmese de Türk pizzası lahmacunun öyküsü oldukça eski. Birçok kaynağa göre lahmacunun 5 bin yıllık bir geçmişi olduğu düşünülüyor. Lahmacun hakkında ilk önemli bilgi Evliya Çelebi ile karşımıza çıkıyor.
Seyahatname’de “Lahm-i acinli börek” olarak ifade edilen lahmacunun isim kökeni de ilk kez Evliya Çelebi tarafından bizlere aktarılmış durumda. Arapça et anlamına gelen “Lahm” ve macun anlamına gelen “Acin” sözlerinin birleşiminden oluşan lahmacun, Lübnan, Filistin, İsrail, Suriye, Irak, hatta Ermenistan gibi ülkeleri kapsayan bir coğrafyada yayılmış.
Diğer yiyeceklerden farklı olarak doğduğu topraklar düşünüldüğünde 3 farklı dini birleştiren belki de en ilginç yiyecek diyebiliriz lahmacun için. Her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu döneminde büyük ilgi görse de lahmacunun Türkiye’deki yaygınlığı 1960’lı yıllarda başladı. Şimdi neredeyse her sokakta bir lahmacun fırını bulmak mümkün hale geldi. Hatta Avrupa’da birçok ülkede de…
Ermeniler de sahipleniyor
Tüm dünyanın Türk pizzası olarak gördüğü lahmacunu, çok desteklenmese de Ermenistan da sahipleniyor. Özellikle yurtdışında bu konuda Türk-Ermeni yarışı da hissedilmiyor değil. Lahmacun, birçok ünlü restoranın da sofrasında.
Örneğin İngiltere, Dubai gibi ülkelerde lüks standartlarda tasarlanan Doğuş Grubu’na ait Rüya adlı restoran zincirinde lahmacun fırınları, ‘Türk pizzası’nın bilinirliğini artırmayı hedefliyor. Ki bu tür pazarlama süreçleri, lahmacunun tıpkı pizza gibi bilinirliğini de artıracaktır diye düşünüyorum.
Lahmacunu anlatırken pizza ile birlikte dile getirmek aslında bu konuda neden özel bir çalışma yapmadığımızı da düşündürüyor açıkçası. Anadolu’nun bu zengin mutfağının belki de en basit tariflerinden olan lahmacun, neden İtalyanların pizzası kadar büyük bir pazar yaratmadı?
Pizza nasıl ticarileşti?
Düşünün; Avrupa ekmek ve pide ile Anadolu sayesinde tanıştı. Ancak markalaşma süreçlerini yürüten hep onlar oldu. Tıpkı pizzada olduğu gibi. Dünyanın birçok ülkesinde açılan pizza dükkanları milyarlarca dolarlık cirolara sahipler. İtalya, sofra kültürünü pizza ve makarna ile sembolize ediyor. Bu da pazarlamanın sırrı. Gelin size pizzanın en ilginç pazarlama sırrından bahsedeyim. 17’nci yüzyılda popüler olan pizzanın, resmi tarihi ise 19’uncu yüzyılda yazıldı. 1889 yılında İtalya Kralı 1. Umberto ve zarf, gösterişten uzak eşi Margherita Maria Teresa Giovanna di Savoia tatilini Napoli’de geçirmeye karar verir. Kendilerine Napolili ünlü pizza ustası Raffaele Esposito takdim edilir. Esposito, kraliçenin mütevazılığına hayran kalır ve mozzarella, fesleğen ve domatesten oluşan mütevazı bir pizza yapar. İlk kez denenen ve büyük beğen alan pizzaya da kralçenin adını; Margarita’yı koyar. Pizzanın bir ticari başarı oluşu bu sayede gerçekleşti. Bir dönem fakirlerin yemeği olan pizza, bu basitlik sayesinde sarayla tanıştı. Fark ettiniz mi? Kraliçeye sunulan pizzadaki mozzarella, fesleğen ve domatesin oluşturduğu renkleri? Yani İtalyan bayrağındaki yeşil, beyaz ve kırmızıyı…